KARAGÖZÜN SEÇMENLİĞİ
Yazan : Hakan Bintepe
Yöneten : Günay Toprak
Özgün Müzik : Mert Saraçoğlu
Tasvir tasarım - üretim : Hakan Bintepe
Sahne tasarım : Günay Toprak - Hakan Bintepe
Teknik sorumlular : Alp Doğan Selçuk - Barancan Eraslan
Karagöz : Hakan Bintepe
Hacivat : Kazım Umdular - Günay Toprak
Cemal Yağdamlatan : Hüseyin Tatlıdilliler
Karagöz'ün karısı : Evrim Haspolat
Hacivat'ın karısı : Gizem Şahin
Gülcemal Korbakan (Ses) : Barancan Eraslan
Gitar - vokal : Mert Saraçoğlu
Ritm sazlar : Yaşar Tütüncü

4.05.2008

'SANATA VE SOSYAL PROJELERE KATKIMIZ SÜRECEK'




Kentin Oyuncuları'nın 'sokakta tiyatro' faaliyetlerini 'aykırı tiyatro' olarak nitelendiren Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özsakarya, kentin kültür dokusunun geliştirilmesinde ve kültürel değerlerimizin geleceğe taşınmasında Oda bünyesinde sosyal, kültürel ve sanatsal çalışmaları çok önemsediklerini ifade etti.

Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, teknik ve mesleki alanlarda olduğu kadar sosyal - sanatsal projelerle de üyelerine ve kentliye önemli katkılar sağlıyor. Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından kurulan ve Oda bünyesinde çalışmalarının 10. yılını kutlayan MMO Tiyatro Grubu Kentin Oyuncuları Makina Mühendisleri Odasının sanata ve tiyatroya verdiği desteğin en önemli göstergelerinden biri. Şube Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özsakarya ile Odanın diğer sosyal projelerini ve tiyatroya verdikleri desteği konuştuk.

· Makina Mühendisleri Odası bir meslek örgütü olarak bünyesinde sanat grupları oluşturuyor ve bunları uzun yıllar yaşatıyor. Odanın bu yaklaşımının kaynağını ve amacını anlatır mısınız?
Mesleğimizin yani mühendisliğin genel tanımında şöyle der; "Mühendislik bir ihtiyacın karşılanması doğrultusunda, bilimin ve tekniğin olanaklarını kullanarak ürün ve sistem üretme sanatıdır." Mesleğimizin tanımında da yer alan "sanat"ı biz yaşamın vazgeçilmez bir parçası olarak görüyoruz. Bilim ve sanatın tıpkı mesleğimizde olduğu gibi yaşamın içinde de ayrılmaz bir bütün olduğunu düşünüyoruz.
İzmir ve Manisa'da 7 bini aşkın üyesi olan bir meslek örgütüyüz. Üyelerimizin dinamizmi ve talepleri sosyal ve sanatsal çalışmalarımızın itici gücünü oluşturmaktadır. Zaman zaman projeleri biz oluştursak da asıl olarak üyelerimizden gelen taleplere duyarlı yaklaşıp bunları yaşama geçebilir projelere dönüştürüyoruz. Yönetim Kurulumuzun çalışma ilkelerinde ve anlayışında sanat ve "sanata destek" bir lüks veya keyfiyet değil, bir ihtiyaç ve zorunluluktur. İşte bu nedenlerle bizim sanata ve kültüre verdiğimiz destek, olanaklarımızın fazlalığından değil tamamen bu anlayışımızdan kaynaklanmaktadır. Biz bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz çalışmaları ve daha eklenecek yenilerini üyelerimize ve toplumumuza karşı sorumluluğumuz olarak algılıyoruz. Bu etkinliklere popülist ve günübirlik bir bakışla bakmadığımız için başlattığımız kültür, sanat çalışmalarını kurumsal yapımız içinde ne pahasına olursa olsun geliştirerek sürdürüyoruz. Klasik Türk Müziği Koromuzun 14. yılını, Tiyatro Topluluğumuzun 10. yılını doldurduğunu ve geçen yıl üç yeni çalışmayı daha başlattığımızı düşünürsek bu konuda hedefimizi yaşama geçirmede başarılı olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim.

· Oda bünyesindeki kültür sanat grupları ve Şubenin diğer sosyal çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?
Şubemiz bünyesinde üyelerimizle ve yakınlarının katılımıyla kurduğumuz Klasik Türk Müziği Koromuz 14. yılını doldurdu. Her yıl düzenlediği kış ve bahar konserleriyle kendi dinleyici kitlesini oluşturan koromuz yalnızca İzmir'de değil ülkemizin sayılı koroları arasında adından söz ettirmektedir. Klasik müziğimizi bozmadan müzik kültürümüzün geliştirilmesi yönünde çalışmalarını başarıyla sürdürmektedir. Birçok genç müzisyenin koromuzdan yetiştiğini iftiharla söyleyebilirim. Tiyatro grubumuz Kentin Oyuncuları bildiğiniz üzere 10. yılını kutlamaktadır. Son dört yıldır sokakta tiyatro yaparak yılda 10 bini aşkın seyirciye ulaşan grubumuz da bu alanda artık bir ekol olarak tanınmaktadır.
Geçtiğimiz yıl yine üyelerimizden gelen talepler doğrultusunda Türk Halk Müziği Koromuzu ve Halk Oyunları Ekibimizi oluşturduk. Her iki ekibimiz de geçen yıl ilk konser ve gösterilerini başarıyla gerçekleştirdiler. Bu yıl çalışmalarına şevkle devam eden koromuz ve halk oyunları ekibimizin uzun erimli ve gençlerimize kültürümüzü öğreten okullar olmasını istiyoruz.
Tepekule'de oluşturduğumuz ücretsiz Açık Hava Sineması kültüre verdiğimiz bir başka önemli destektir. Bu yıl 5. sezonuna hazırlanan sinemamız ülkemiz ölçeğinde önemli bir örneği yaşama geçiriyor. Her sezon birbirinden değerli 15 filmin ücretsiz gösterildiği sinemamızdan yılda 3 binden fazla İzmirli yararlanmaktadır.
Üyelerimizin çocukları için başlattığımız Yaratıcı Drama çalışması ikinci yılında 25 çocuğumuzun katılımıyla devam etmektedir. Aileler çocukların erken yaşlarda tiyatroyla tanışmasının olumlu sonuçlarını yaşayarak görmektedir.
Yine üyelerimize ve yakınlarına yönelik açtığımız ücretsiz Baba Destek Eğitimleri 3. sezonunu tamamlamıştır. Şimdi annelerden gelen talepler doğrultusunda Anne Eğitim Programımız devam etmektedir. Odamızın kültür, sanat ve sosyal etkinliklerinden yılda ortalama 50 bin üyemiz ve İzmirlinin yararlandığını görmek bizim için çok heyecan verici bir başarıdır.
MMO'NUN ŞİARINI HAYATA GEÇİRMEK...
. Sosyal, kültürel ve sanatsal çalışmalarınızın Şube çalışmalarına nasıl bir etkisi oluyor?
Biz yaşamı bir bütün olarak görüyoruz. Mesleki çalışmalarımızı yaparken de "Meslek ve meslektaş sorunlarının ülke ve toplum sorunlarından ayrılamayacağı" genel ilkesiyle çalışıyoruz. Yaşamın her alanına ve özellikle uzmanlık alanımıza giren her boyutuna bu ilkeden hareketle müdahil olmaya çalışıyoruz.
Sosyal ve sanatsal etkinliklerimizle üyelerimizin ve kentlilerimizin moral değerlerine katkıda bulunduğumuza inanıyorum. Zaten sanatın kendisi bir moral değer ve yaşam motivasyonudur. Üyelerimizin ya da herhangi bir İzmirlinin, sanatın, yaşamı dönüştürücü gücüne bizim etkinliklerimiz sayesinde ulaşması bizleri mutlu ediyor. Yaptığımız işin yaşamda bir karşılığı olduğunu hissetmek hem sinerjimizi hem üretme azmimizi artırıyor. Ayrıca sanatsal çalışmalarımız, üyelerimizle ve kentle aramızda organik, insancıl bir bağ olarak yaşamaktadır.

AYKIRI TİYATRO

· MMO Tiyatro Topluluğunun tarihçesinden kısaca bahsedecek olursak ?
Şubemiz tiyatro topluluğu 10 yıl boyunca farklı aşamalardan geçti. Bu bir gelişim çizgisiydi. Bu süreçte birbirinden değerli yönetmenlerle çalıştık. Onların destek ve perspektifleri tiyatromuzun gelişmesinde zenginlikler olarak yer aldı.
1997 yılında kurulan tiyatro topluluğumuz Hayrettin Filiz, Ali Ulvi Hünkar, Bülent Arın ve Günay Toprak yönetmenliğinde faaliyet gösterdi. Günay Toprak'ın yönetimine kadar kapalı sahnede oyunlarını sergileyen grubumuz, 2003- 2004 sezonunda, Şube Yönetim Kurulumuzun da destek verdiği "sokakta tiyatro yapmak" önerisini yaşama geçirmek üzere yeniden yapılandı.
Kentin Oyuncularının bugüne kadar sahnelediği her oyun tiyatro tarihinde önemli yere sahip metinlerden seçildi. Hayrettin Filiz'in yönettiği 'Suçlular Çağı/Suçsuzlar Çağı' ve 'Leonce ile Lena'; Ali Ulvi Hünkar'ın yönetiminde 'Bahar Noktası' ve Bülent Arın'ın yönettiği 'Keşanlı Ali Destanı'nı başarıyla sahneledi. Özellikle Keşanlı Ali Destanı gibi sahnelemesi çok zor bir oyununu büyük bir başarıyla ve üstelik ülkemizde ilk kez Sayın Cem İdiz'in bestelediği özgün müziklerle sahnelenmesi gerçek bir başarıydı.
Günay Toprak ile birlikte 'sokakta tiyatro'ya başladıktan sonra ise Barış, Küp, Übü, Adam Adamdır ve buna paralel olarak sahnelenen Eşeğin Gölgesi adlı çocuk oyununu İzmirlilere taşıdık.
Sokakta tiyatro deneyi çok öğretici ve bir o kadar da sürprizli bir süreç olarak yaşanıyor sanıyorum. Yaşamı boyunca tiyatroya gitmemiş ve belki de hiç gidemeyecek binlerce insana her yıl yeni bir oyunu taşımak önemli bir "kent tanışıklığının" öznesi olmayı da getirmektedir. Zaten bu yüzden grubumuzun adı "kentin oyuncuları"dır. Hem kentten biri hem de oyuncu. Yani tiyatro öyle ulaşılmaz, oyuncu öyle erişilmez biri değil; içimizden biri. Oyununu oyamadan önce sahnesini kuran, oynadıktan sonra yanına gidip konuşulabilen, sahneyi toplarken isterse seyredip isterse yardım edebildiği bir insan. İşte o zaman tiyatro "dokunulabilir bir gerçeklik" oluyor. Biz toplumda ve özellikle yoksunluk yaşayan kesimlerde bu duygunun yaşanmasını bir kentlilik bilinci olarak gelişmesini önemsiyoruz. Yoksunların ve kentin kıyılarındakilerin kente aidiyetlerini pekiştiren bir çağrıdır "sokakta tiyatro". Bu çağrının dile getirilmesi sokakta tiyatroyu desteklememizin en önemli nedenidir. Kişisel olarak ben buna 'aykırı tiyatro' diyorum.
Bu noktada tiyatromuzun kentlilere ulaşmasına başından itibaren sürekli desteklerini esirgemeyen Konak Belediye Başkanı Sayın Muzaffer Tunçağ'a teşekkür ediyorum. Oyunlarımız belediyelerin katkılarıyla şehrin muhtelif yerlerinde sergilenmekte ve ayrıca Odamızın ve Şubelerimizin katkıları ile Denizli'de ve Ankara'da festivallere taşınmaktadır.
ÖZVERİLİ ÇALIŞMALARA TEŞEKKÜR...
Bu noktada üç önemli teşekkürümüzü daha dile getirmek istiyorum;
Öncelikle bu etkinliklere katkı koyan üyelerimize ve yakınlarına teşekkür ediyorum. Her sanat grubumuzda amatör heyecanlarını profesyonel çalışma disipliniyle birleştirerek bu güzel sanatsal üretimleri bizlerle paylaşan tiyatro ve halk oyuncularımıza, koristlerimize teşekkür ediyorum. Tüm bilgi ve deneyimlerini bizlerle paylaşarak bizleri zenginleştirdikleri için bu gruplarımızın değerli yöneticilerine teşekkür ediyorum. Son olarak da bu çalışmalarımıza katılanların ailelerine, eşlerine ve çocuklarına bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Onları daha az görmek pahasına sanata zaman ayırmalarına olanak yaratarak destekledikleri için. Onuncu yılını kutlayan Kentin Oyuncularına başarılar diliyorum.

"BABACIĞIM BEN TİYATROCU OLMAK İSTİYORUM"

MMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özsakarya, Kentin Oyuncuları'nın sokağa çıkmasının ardından kendi yaşadığı bir anektodu aktardı:
"Şubemizin bulunduğu Tepekule binasında 760 kişilik bir salonumuz var. Kentin Oyuncuları da burada oynuyor. Ancak Kentin Oyuncuları artık sokağa taştığı için özellikle kapalı mekanlarda daha az oynuyorlar. Yaşadığım bir anıyı paylaşmak istiyorum. Bozyaka'daki bir oyunda sahne kurulurken tesadüfen benim yanımda çalışan bir kalfamın çocuğu Kentin Oyuncuları'na yardım ediyor; sonra büyük keyifle oyunu izliyor. Akşam olduğunda eve gelen babasına gidip 'Baba ben de tiyatrocu olmak istiyorum' diyor. Babası da, 'Nereden çıktı oğlum, şimdi nerden geldi aklına" diye soruyor çocuğuna. "Makina Mühendisleri Odası'nın tiyatrosunu izledim dedemle birlikte bizim parkta" diye bir cevap alınca baba da şunu söylüyor: "Önce makina mühendisi olman gerekir. Makina mühendisi olduktan sonra sen de tiyatro yapabilirsin onlarla.."
Burada anlatmak istediğim o küçücük ilkokula giden çocuğun orada tiyatro kurulurken elinin değmesi, sahne tozunun bulaşması hani... Bunun ne kadar önemli olduğunun, tiyatronun insanların ayağına gitmesinin önemini bir kez daha hissettim bu olayda. Çünkü ilköğretimde çocuklarımıza tiyatro ile ilgili hemen hiçbir şey anlatılmıyor. 30-40 yıl öncesi hocalarımızın toplu halde bizi götürdüğü tiyatrolar olurdu. Fakat şu anda bu bile pek yapılmıyor. Böylesi bir sanata boş vermişlik ortamında Kentin Oyuncularının sokakta tiyatro yapmasının önemli olduğunu düşünüyorum.
Bu konuda Kentin Oyuncuları'na, MMO İzmir şubesinin tüm yönetim kurullarına teşekkür ediyorum. Şube olarak tiyatroya ve sanata desteğimiz sürecektir. Kentin Oyuncularına tiyatroya ve Odamıza katkılarından dolayı teşekkür ediyorum.

Hiç yorum yok: